Yakup Kadri’nin Yaban romanı ekseninde aydın ve köylü insan çatışması

Ergül Tosun

Türk edebiyatının usta yazarlarından olan Yakup Kadri’nin Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı bittikten sonraki süreci anlatıyor. Savaş bitmiş, insanlar yoksulluk ve fakirlik içerisindeydi. Ahmet Celal’in içinde bulunduğu durum aydın ve köylü çatışmasının en iyi örneklerinden biridir. Edebiyatımızın realist romanları arasında yer alan Yaban’da Cumhuriyet döneminin acı gerçeklerini okuyacaksınız.

Güçlü kalemiyle edebiyatımıza güzel eserler kazandıran Yakup Kadri’nin Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı dönemini işlemektedir.

Yazarın önemli eserlerinin başında gelen kitap, o döneme yöneltilen sert eleştirilerle toplumun içinde bulunduğu yoz durumu gözler önüne serer. Romanın ana kahramanı Ahmet Celal üzerinde gelişen olaylar, kitabın ana bileşenlerindendir.

İlk yayını 1932 yılında gerçekleşen Yaban, daha sonra değişik yayınevleri tarafından basılmış ve büyük beğeniyle okunmuştur. Yakup Kadri, çok okunan birçok eseri de bize kazandırmıştır.

Kurtuluş Savaşı yıllarını bütün çıplaklığıyla ele alan roman, bu dönemi okuyucuya akıcı bir üslupla aktarıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu, düşman ordularının yurdumuzu dört koldan sardıkları bu acı dolu ve zorlu günler etkileyici bir şekilde anlatılıyor.

DÖNEME TANIKLIKLIK

Bir ulusun bütün dünyaya gösterdiği eşi benzeri görülmeyen kahramanlık destanı yazdığı Kurtuluş Savaşı ülkemiz için bir milattır. Topyekûn olarak verilen bu savaş sonucunda ülke düşman işgalinde kurtulmuş ve yeni bir devletin temelleri atılmıştır.

Cumhuriyet dönemi yazarlarından Yakup Kadri de bu döneme bizzat tanıklık eden biri olarak; bu tanıklığını yazdığı kitaplarda bize ulaştırmayı başarmıştır. Kahramanımız Ahmet Celal, Kurtuluş Savaşı’na katılıp ve kahramanca savaşıp düşman işgaline karşı ülkemizi savunurken bir kolunu kaybederek gazi olur.

Aydın ve çağdaş görüşleriyle çevresinde iyi bir intiba bırakmış olan Ahmet köye gittiğinde köylüler ona “Yaban” gözüyle bakacaktır. Her şeyiyle onlardan farklı olan Ahmet Celal’i zor günler beklemektedir.

Sayfa: 214

KADERİNE TERK EDİLENLERİN ROMANI

Ahmet Celal, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Kurtuluş Savaşı’nı, ülkenin düşman işgalinde büyük bir direnç gösterdiğini köylülere anlatmaya başlar. Asıl amacı köylüleri bilinçlendirmek ve ulusal bir ruh kazandırmaktır.

Halkı bilinçlendirme konusunda yalnız kalan Ahmet Celal’i anlayan ve ona yardımcı olmak isteyen köyün muhtarıdır. Fakat o da köylülerin tepkisinde korkarak bu desteğini fazla sürdüremez. Kahramanımız bu uğraşta yapayalnız kalır.

Köyün ağası Salih Ağa ise köylüleri her yönden sömüren birisidir. Onlara adeta köle muamelesi yapmaktadır. Yakup Kadri, toplumumuzdaki feodaliteye karşı yaptığı tahlillerle bu yozlaşmayı eleştirir.

Yunan işgali köye ulaştığında direnen köylüler öldürülürken diğerleri; bu çıplak gerçeğe rağmen en ufak bir kıpırdanma göstermezler.

Vatanına bağlılık gösteren bu insanlar; adeta kaderine terkedilmiş şekilde zor koşullarda hayat sürdürmeye çalışırlar. Ancak Ahmet Celal’in bu duruma daha fazla dayanamayarak köyü terk etmesiyle gelişmeler hız kazanır.

DÖNEMİN RUHUNU SUNAN KİTAP

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kitaplarının başında gelen Yaban, aydın ve okumamış kesim arasındaki keskin çizgiyi bütün çıplaklığıyla anlatır.

Burada asıl verilmek istenen vatan ve millet sevgisi olsa da, Cumhuriyet dönemi toplumunun içinde bulunduğu sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gerçekliğini gözler önüne sererken bir de aşk hikayesi sunar. Kurtuluş savaşının acı dolu yıllarını güzel tasvirlerle anlatıldığı roman bizi o döneme gezintiye çıkarıyor.

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir